Instagram’ın Başarı Öyküsü

Instagram’ın Başarı Öyküsü

by admin

Görselliğin ön plana çıktığı bir döneme şahitlik ediyoruz. Artık algılarımızı özden ziyade imajlar üzerinden oluşturuyoruz. Bu gerçeği kabullenip bu alana yönelik çalışmalar yapanlar da hızlı bir şekilde ilerliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri de Instagram. Günümüz sosyal medya anlayışının mimarları arasında gösterilen Instagram, kısa sürede gösterdiği önemli başarıyla da dikkat çekiyor. Peki Instagram bu başarıyı nasıl elde etti? İlham veren girişim hikayeleri serisinde bugün: Instagram

Günümüzün fenomen uygulamaları arasında yer alan Instagram, diğer başarılı uygulamaların da çıkış noktası olan Silikon Vadisi’nin bir ürünü. Stanford Üniversitesi’nden mezun olan Kevin Systrom ve Mike Krieger, günümüzde aktif bir şekilde kullandığımız uygulamanın çekirdek fikrini buluyor ve üzerine önemli geliştirmeler yaparak günümüzdeki halini almasını sağlıyor.

Ortakların ortak noktası: Stanford

30 Aralık 1983’da dünyaya gelen Kevin Systrom, Stanford Üniversitesi’nde mühendislik eğitimi aldığı sırada Odeo’ya stajyer olarak giriyor ve önemli çalışmalara imza atan şirkette girişimcilik adına bir altyapı alıyor. Ardından da üniversiteden mezun olup ürün yöneticisi olarak Google’da işe başlıyor. Fakat Systrom Google’da 3 yıl geçirdikten sonra yeni kurulan işletmelere ilgi duymaya başlıyor ve bir startup projesine ürün müdürü olarak katılıyor. Bununla birlikte de sosyal medyaya giderek yakınlaşmaya başlıyor.

Mike Krieger ise 4 Mart 1986’da Sao Paulo’da dünyaya geliyor ve o da Stanford Üniversitesinde eğitim görüyor. Krieger üniversitede eğitim gördüğü dönemde bir sınıf için fotoğraf paylaşım projesi üzerine çalışıyor. Krieger’ın çalıştığı bu proje mevsimsel duygudurum bozuklukları üzerine odaklanıyor. Uygulamanın ismi bana biraz güneş ışığı gönder anlamına gelen ¨Send me some sunshine¨. Uygulamada kullanıcılar güneşli günlerde gökyüzünün fotoğrafını çekiyor ve o sırada kış iklimini yaşayan ya da az güneş ışığı alan bölgelerde yaşayan insanlara güneş fotoğrafı gönderiyor.

Kodlamayı kendi başına öğreniyor

Kevin Systrom’ın kodlama konusunda bir eğitimi bulunmuyor fakat o dönemde kodlamaya ilgi duyan Systrom, işten sonra geceleri ve hafta sonları çalışarak kod yazmayı öğreniyor. Kod yazmayı öğrendikten sonra da bir HTML5 prototipi oluşturuyor ve buna ¨burbn¨ adını veriyor. Burbn, kullanıcıların giriş yapmasına, planlarını göndermesine ve tıpkı Facebook gibi fotoğrafları paylaşmasına izin veren çok yönlü bir uygulama olarak tasarlanıyor.

Burbn, çok yönlü olmasına karşın karışık olduğu için başarıya ulaşamıyor ve insanlar sadece fotoğraf paylaşmak için uygulamayı kullanıyor. İnsanlar gün boyunca kahve, köpek ve banyo aynasından çekilen fotoğrafları paylaşıyor. İşte bu noktada ekibe Mike Krieger katılıyor ve proje değişime uğruyor. Kullanıcıların fotoğraf paylaşımını sevdiğini gören Krieger, fotoğraf paylaşımı kategorisinde yer alan tutmuş uygulamaları incelemeye koyuluyor. Bu incelemenin ardından burnb projesi rafa kaldırılıyor ve yepyeni bir proje için çalışmalar başlıyor. Bu bahsettiğimiz proje bugün hepimizin cep telefonlarında yerini alan Instagram

Instagram fikri doğuyor

Ekip üyeleri zamanlarının büyük bir bölümünü denemeler ve araştırmalarla geçiriyor. Başlangıçta Instagram için ¨scotch¨ isimli bir prototip oluşturuluyor fakat bu prototip filtreler barındırmıyor ve birçok hata ortaya çıkıyor. Aylar süren denemelerin ardından Haziran 2010’da oluşturulan Instagram, piyasaya sürülüyor ve ilk günde tam 25.000 kullanıcıya ulaşıyor. Daha sonra da hızla kendini geliştirmeye ve büyümeye devam ediyor. Üçüncü aya gelindiğinde uygulamadaki kullanıcı sayısı bir milyona ulaşıyor. Ardından yine kısa bir süre içerisinde on milyon kullanıcı sayısı elde ediliyor. Üstelik tüm bu gelişim organik bir şekilde gelişiyor.

Yatırımcıların dikkatini çekiyor

Instagram’ın bu olağanüstü başarısı yatırımcıların da dikkatini çekiyor. Ocak 2011’de çeşitli yatırımcılarla görüşmeler gerçekleşiyor ve Instagram projesi yaklaşık 7 Milyon Dolar yatırım alıyor. Bu yatırımla birlikte Twitter ve Facebook gibi şirketler de Instagram’a ilgi göstermeye başlıyor. Bu maddi getiri Sysrom ve Krieger’ın elini güçlendirse de ikili ekibi büyütmek yerine küçük bir ekiple ilerlemeyi tercih ediyor.

Twitter’ın CEO’su Jack Dorsey, Odeo’da staj yaptığı dönemde Instagram projesinden haberdar oluyor ve o dönemden sonra projeye büyük ilgi duyuyor. Bu nedenle Mart 2011’de yaklaşık 500 Milyon Dolar teklifte bulunuyor. Systrom ise Instagram’ın bağımsız bir şirket olarak kalmasını tercih ettiği için bu teklifi reddediyor.

Mart 2012’ye gelindiğinde ise Instagram 27 Milyon kullanıcıya ulaşıyor ve Nisan ayında Android telefonlar için piyasaya sürülüyor. Piyasaya sürüldüğü gün tam 1 milyon indirme gerçekleştiriliyor ve şirket 500 Milyon dolarlık yeni bir yatırım alıyor. İşte tam da bu dönemde Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg şirketin bağımsız olarak yönetilmesi şartıyla Instagram’a 1 Milyar Dolarlık bir satın alma teklifi yapıyor. Bu teklif kabul görüyor ve Facebook Instagram’ı satın alıyor.

Bugün Instagram’ı aylık 1 milyar kullanıcı kullanıyor. 500 milyon kişi de her gün Instagram’ın story özelliğini kullanıyor. Bir Instagram kullanıcısı her gün 28 dakikasını platformda geçiriyor.

İşte 0’dan başlayan ve tüm dünyaya yayılan Instagram’ın başarı öyküsü bu şekilde. Kim bilir, belki sizin girişiminiz de bir gün bu başarıyı yakalayabilir. Görüldüğü gibi önemli olan kararlı olmak, çok çalışmak ve fırsatlardan faydalanmak. Çalışmaya devam!